Ceyhan CHP ‘den “Kadına Şiddete Hayır” basın açıklaması

Ceyhan CHP ‘den “Kadına Şiddete Hayır” basın açıklaması

Ceyhan CHP ‘den “Kadına Şiddete Hayır” basın açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ceyhan İlçe Kadın Kolları düzenlediği toplantıda kadına yönelik şiddeti kınadı.

Ceyhan Kent meydanında CHP Ceyhan İlçe Kadın Kolları Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Tan, Yüreğir İlçe Kadın Kolları Başkanı Tülay Kütük, CHP Ceyhan İlçe Örgütü, Ceyhanlı kadınlar ve çocuklar katıldı.

 

Ellerinde döviz ve pankartlarla alanı dolduran Ceyhanlılar, “Kadına Şiddete Hayır” sloganlarıyla kadına ve çocuklara şiddet olaylarını kınadılar.

 

Daha sonra CHP Kadın Kolları Yöneticisi Didem Tonca, “Sesimizi Duyun” “Sokağa çıkmaya korkar olduk” sözleriyle basın açıklamasını yaptı.

 

Didem Tonca tarafından yapılan basın açıklamasında şunlar ifade edildi;

 

“Bugün burada, sesini duyuramayan tüm kadınlar için toplandık. Medyada yer alan haberler, gerçek suçluların şiddet içerikli yayınları, çocuklara yönelik istismar ve bütün bu yaşananları besleyen toplum içi çatışmalar, algı oyunları ve bitmek bilmeyen, utanmaz namus ve ahlak bekçileridir. Kadınlarımızı, çocuklarımızı ve özellikle kız çocuklarımızı toplumun eril zihniyetinden korumak büyük bir önem taşıyor. Bu ülkede, 4 Ekim Cuma günü iki kadın göz göre göre vahşice katledildi.

 

Aynı gün, bir kadın iki saldırgan tarafından sokak ortasında taciz edildi. Üç maymunu oynayan öz ailesi ve köylüleri tarafından katledilen Narin Güran için verilen araştırma önergesi, tıpkı daha önceki kadın cinayetleri ve birçok toplumsal olay için verdiğimiz araştırma önergeleri gibi, reddedildi. Dört bir köşesi kameralarla izlenen bu memlekette, Gülistan Doku 5 yıldır hala bulunamadı. Tüm bu yaşananlar, çürümüş, katili, gaspçıyı kadına şiddet uygulayanı özgürce sorgulayan ve eleştiren düşünceye pranga vuran düzenin en büyük göstergesidir.

 

"Gecenin bir vakti dışarıda ne işi vardı?", "öyle giyinilir mi?" "kadın dediğin ulu orta gülmez" diyenler, kadın cinayetlerinin sorumlusudur! Bizler, katledilen kadınların adını dilimizden bir an bile düşürmeden bu öfke ve bu isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede, yaşamlarımız, özgürlüklerimiz ve haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz.

ki yaşındaki bir çocuğun böyle bir vahşetle karşı karşıya kalması, toplum olarak utancımızdırı Şimdi soruyorum: Biz ne zaman bu karanlık döngüyü kıracağız?

 

Bugün, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü. Biz bu günü, kız çocuklarının hallarını savunmak ve onların geleceğini güvence altına almak için kutluyoruz. Ama bu ülkede, kız çocukları ne yazık ki daha bebekken hayatlarının karartıldığı bir düzenin içinde yaşıyor. Gülistan Doku, Narin, Leyla, Sıla bebek, İkbal Uzuner, Ayşenur Halil, Özgecan Aslan, Emine Bulut, Pınar Gültekin, Şule Çet ve daha nice evladımızı kardeşimizi, unutmuyoruz, unutmayacağız ve asla unutturmayacağız! Bu kadınlar ve çocuklar, devletin koruyamadığı, sistemin peşkeş çektiği hayatların sembolü oldu. Yineleyerek haykırıyoruz!

 

KADIN CİNAYETLERL POLİTİKTİR!

 

Bu ülkede, kadınların canı değersizleştiriliyor, eril ahlakın şiddeti normalleştiriliyor. Kadınların ve çocukların canı, siyasi hesaplar uğruna hiçe sayılıyor. Caydırıcı cezalar verilmiyor, caniler özgürce dolaşıyor, suça ve şiddete bulaşanlar tutuksuz yargılanıyor, her gün en az bir kadın şiddete uğruyor, tecavüz ediliyor ve katlediliyor. Sıla'nın annesi, ikbal'in ablası, Ayşenur'un kardeşi biz olabilirdik. Bu vahşete göz yummak, geleceğimize göz yummaktır. Bizler kendimizi güvende hissetmiyoruz! Bu ülkede kadınlar ve çocuklar güvende değill Her birimiz, yarın hedef olabiliriz. Ablalarım, teyzelerim, analarım ve kız kardeşlerim; geleceğimiz için adaletsiz, ahlaksız ve eril politikalara karşı durarak hep birlikte "İstanbul Sözleşmesi yaşatır!" diyoruz.

 

Evet, İstanbul Sözleşmesi yaşatır, ancak bir seçime kurban ediliyor. Tıpkı ülkemin kadınları gibi.

 

Kadınlara ve çocuklarımıza karşı işlenen şiddet, hakaret, taciz, tecavüz ve cinayetleri durdurmak için gerçek bir irade gereklyor ve o irade de Cumhuriyet Halk Partisi'nde var.

 

Susmayacağız! Sessiz kalmak, bu düzene boyun eğmektir. Yaşamak ve güvende hissetmek, hepimizin hakkı. Her geçen gün daha da gürleşen sesimizle hayıracağız: İstanbul Sözleşmesi yaşatır! Yaşam hakkı için bu mücadelenin peşini asla bırakmayacağız. Acıları yaşamaya ve ölümleri izlemeye mahküm değiliz. Her bir canın hakkı için buradayız. Bizim susmamızı, acılarımızı görmezden gelmemizi beklemeyin. Kadınlar ölmeye devam ettikçe, biz de direnmeye ve haykırmaya devam edeceğiz!

 

Kadınlar yaşamak istiyor! Biz yaşamak istiyoruz!

 

Kaynak: Muzaffer Açıkkar

Önceki Haber Yüreğir’de Dünya Kız Çocukları Günü Kreşlerde Kutlandı
Sonraki Haber ÇGC Yönetimi, Yeni Defterdar Balıkçı'yı Ziyaret Etti
Benzer Haberler